17 Şubat 2011 Perşembe

ALBERT EİNSTEİN


Einstein içine kapanık, oyundan hoşlanmayan, geç konuşmuş bazı rivayetlere
göre 4 yaşında, okulda durgunluk, çekingenlik ve hatta ilgisizlikten başka
dikkati çeker tarafı olmayan bir çocuktu.

Bu yalnızlık döneminin izlerini tüm yaşamı boyunca korudu. Konuşmaya geç
başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de,
sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücü
zengin bir çocuk olarak büyüyordu. Kendisi bu dönemle ilgili olarak çocukluğumda
yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı
pusulada bulduğum gizem, diğeri de ortaokulda tanıştığım öklit geometrisidir, der.
Orta öğrenimi de kendisi için çok olumsuz bir hava içerisinde geçti. Bir delikanlı olarak
pek az zeka umudu verdi. Sonraları bu dönemiyle ilgili konuşmalarında bir
öğretmeninin “sen asla bir şey olamayacaksın Eistein sözlerini hala unutamadığını
söyler.

1896′ da Zürih Teknik Üniversitesi’nin fizik ve matematik öğretmeni yetiştiren
bölümüne kaydolmayı başardı. 20. yüzyılın dehası olarak da anılan ünlü fizikçinin
oluşturduğu teoriler astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalının önünü açıcı bir
işlev yüklendi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder